DÜNYA SAVAŞLARINDAN TERÖRE

Bir ırkın üstünlüğü iddiası, dünya savaşına mal oldu. Dünyanın ekonomik ve siyasal dengesiyle birlikte sosyal dengesi de mahvoldu. Nazi faşizmi bir narsis yüzünden hortladı. Yüz yıla yakın toplumsal dengeler sağlanamadı. Dünya barışının sağlanması çabaları, Doğu bloğu ile NATO’yu yarattı. Artı iki güç vardı ve bu güçler dünyanın her anlamda stratejik dengelerini sağlayacaktı. Bu şu demekti, yaşam bir bıçak sırtında ve her zaman dünyada savaş yani bir üçüncü dünya savaşı çıkabilme endişesi yaşanacaktı.

NATO ülkelerinin emperyalist zihniyete dayalı liberal ekonominin büyütülmesi, kapitalistlerini yetiştirerek dünyayı ekonomik anlamda yönetmeyi diğer taraftan doğu blok ülkelerinde ekonomide devletçilik ile sınıf farklılığının yaratılmaması anlayışı ile askeri alanda güçlü olmak, zengin doğal kaynakların gücünü iyi kullanarak dünyada güçlü bir ikinci gücü yaratmak, bu anlamda kendi coğrafyasına yakın ülkeleri ABD’ye kaptırmamak anlayışı ile kıyasıya bir genişleme istemi ülkelerin içinde casuslar dahil her türlü iç yönetimleri kontrol etme yeteneklerini geliştiriyorlardı.

Kapitalizm güçlenirken, dünyanın her yerinde komünizmin tehlikesi anlayışı bir politik yapılanma ile yaygınlaştırılıyordu.1950 li yıllardan başlayan BOP seferberliği ABD öncülüğünde, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere ekonomide büyüyen emperyalist ülkeler, artık bir yandan Doğu bloğu ülkelerinin dağılması için sinsice planlarla uğraşıyor, diğer yandan da, Ortadoğu ülkelerinin coğrafyasında yeni devletler oluşturmaya çalışıyordu İsrail işte bu dönemlerde Ortadoğu da savaşmaya başlamış başta, Mısır olmak üzere birlikte savaşmayı beceremeyen Müslüman ülkelerini nerde ise pes ettirmiş, kutsal Kudüs istemleri ile bu bölgede devlet olmayı başarmış, dibi burnunda yıllardır Filistin’i eze eze o bölgenin elmas yataklarının zenginliğini ele geçirmiş, gözünü Ortadoğu’nun tamamına dikmişti. İşte bu nedendendir ki orta doğuyu parçalamak yeni bir coğrafya ve bu coğrafyada yeni devletler yaratmak için bir yandan da terör örgütlerini birer birer oluşturmaya başlamıştı bile.

Bu örgütlerin yapacağı tek şey Müslüman ülkeler içinde düşmanlığı, ayrılığı yaratmak ve İsrail’in işini kolaylaştırmaktı.  İşte tamda burada devreye kuzey Irakta, Barzani ve Barzani’ye bağlı güçleri oluşturmak, Kuzeyde Barzani’nin liderliğinde bir Kürdistan yaratmak en büyük hedefleriydi. Ardından 850 kilometrede bir tampon bölge oluşturmak, Barzani’nin önderliğinde. ki Kürdistan’a bağlamak. İşte her şey bu noktadan sonra Ortadoğu’nun dengelerini değiştirecekti Tabii bu noktaya gelinceye kadar Ortadoğu da ki devletlerin birçoğu savaşacak ve birer birer parçalanarak kendi içlerinde birkaç devlet olacaklardı.1950’ de başlayan bu anlayışın lider ülkesi İsrail’di. Tüm Müslüman ülkeler bu devlete göre dizayn edilecek, bölünecek küçük küçük devletler oluşturulacak ve tamamı terör projesi ile yapılacaktı ki bugün Ortadoğu da ki terör bu projenin ürünüdür ve Ortadoğu da ki zengin doğal yataklar batılı emperyalistlerin kontrolünde olacak, tüm hesaplar bunun üzerinden yürüyor. Türkiye bu BOP projesinin neresinde olacaktı ve neleri yaşayacaktı.

İşte bugün bu sürecin sonunda başımıza gelecekler  uzun metrajlı bir filim misali miras oldu.

Vatanı istila eden şimdilik beş milyon Suriyeli, bilinmez kaç milyonu bulacak Afganlı ve allak bullak olmuş düzeltilmez duruma düşmüş ekonomi, beyin göçleri, malı güçsüzlükten okuyamaz duruma düşmüş öğrenciler, topraklarının ve Cumhuriyet varlıklarının satılmış, satılacak bir şeyin kalmadığı Türkiye, halkının güvenini ve inancını yitirmiş bir sistem, doğruları inkarda, algı politikalarını ısrarla sürdüren siyasi  söylemler, Cumhuriyet ve onun değerleri olan demokrasi ve laiklik...

Önümüzde yeni bir kurtuluş savaşı için ihtiyaç duyduğumuz Kuvay-i Milliye ruhu...

Kimin Cumhurbaşkanı olacağı sorusuna vereceğim bir cevap, millet kimi istiyorsa odur yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı...

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.