DİDİM TİCARET ODASI TÜRKİYE VE DİDİMDE Kİ GELİŞMELERİ BASIN TOPLANTISIYLA DEĞERLENDİRDİ

banner35

Toplantıya Didim Ticaret odası başkanı Hilmi Ertaş İstiklal marşının… Kabulünü, arkadan 14 Mart Doktorlar gününü kutlayarak başladı! 2021 yılı Pandemi ile birlikte ticaretin ve sosyal yaşamın uğradığı kayıpları değerlendirdi!

DİDİM TİCARET ODASI TÜRKİYE VE DİDİMDE Kİ GELİŞMELERİ BASIN TOPLANTISIYLA DEĞERLENDİRDİ

Toplantıya Didim Ticaret odası başkanı Hilmi Ertaş  İstiklal marşının… Kabulünü, arkadan 14 Mart Doktorlar gününü kutlayarak başladı! 2021 yılı Pandemi ile birlikte ticaretin ve sosyal yaşamın uğradığı kayıpları değerlendirdi! Pandeminin ülke ekonomisinde yarattığı enflasyonun; ekonomik, siyasal ve sosyal sorunların boyutlarının ülkeye ve Didim’e yansımasında; Turizm açısından çok sıkıntılı bir yıl geçiren Didim’in bu yılda Rusya ve Ukrayna arsında ki savaşın uzaması durumunda turizmde durumun olumsuz gelişmelerle karşılaşacağını söyleyen başkan Hilmi Erbaş pandemi de ülke esnafının çok zorluklar çektiğini birçok esnafın ticari faaliyetine devam edemeyecek duruma geldiğini söyledi!

2019’da iyi bir sezon geçirilmesine rağmen 2020 ve 2021 de durumun tam aksi sıkıntılı bir dönemden geçerken bu yıl 2022’de turizmin 2019’dan daha iyi olacağı beklentilerini ve bu konuda yeterli aktiviteler ve fuarlara katılarak gerekli tanıtımların yapıldığını da söyledi!

Ukrayna ve Rus arasında ki savaşı da değerlendiren başkan Hilmi Erbaş Rusya’nın bu savaşta işgalci olduğunu, kınanması gerektiğini ve kınadıklarını da ayrıca belirtti!

Sadece Rusya’nın değil ABD’nin bu bölgede yapmaya çalıştığı tehlikeli bir kontrol altında tutma eylemi değil midir? Bu savaş 2014 yılından beri sıcak zeminde tutulmaya çalışılan bir savaş değil midir? ABD’nin kaşıdığı bir savaş değil midir?

Mülteci politikasında; Avrupa’nın uyguladığı politikası çifte standart içermektedir! Sarışın, renkli gözlü ve beyaz tende olanlar sorun edilmeden 2,5 milyon insan için kapılarını açan Avrupa, buna karşın Türkiye’de biriken 5 Milyon sayılı mülteci için kılını bile kıpırdatmaya devam etmektedir! Binlerce başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’dan farklı yerlerden gelmeye çalışan insanlar denizlerin ortasında ya ölme terk edildi yâda sınırlarını kapattılar! Türkiye bugüne kadar her türlü şartlara rağmen bu mültecileri barındırmaya devam etmektedir!

Türkiye’nin zorlu bir coğrafyada olduğunu düşünürsek, kendi gücümüzle ayakta kalmak ve denge unsuru olmak zorundayız! Bu gücü bize Mustafa Kemal Atatürk Montrö antlaşmasıyla sağlamış, bu gücü iyi kullanmak zorunda kaldığımız politikalar ve eşitlilik unsurunu kullanmalıyız!

Konuşmasına devam eden başkan Hilmi Erbaş Yeni bir sayfa stratejik bir yapılanma gerektirmekte. Türkiye bu savaşta lehine çevire bilecek Ortadoğu’daki gücü ve AB sayfasını yeniden açma gibi…

Bizim ekonomimiz zaten zor olan şartlardan geçmekteydi, savaşla birlikte koşullar, Enerji ve Petrol fiyatlarında ki artışlar ekonomik koşulları gerek sanayi de gerek ise sosyal yaşamda zorlaştırdı! Emtia fiyatları bizim ülkemizde daha fazla artmıştır!

-Tarım, Sanayi, Turizm ve tüm sektörlerde enflasyon yayılmış durumdadır! Bunun nedenini savaşa bağlamak ne kadar pozitif bir anlayıştır, bir açıklama gerekmez mi diye gazetemiz Yörükefe dip not olarak almıştır!

Başkan Hilmi Erbaş Tarım sektöründe petrol, gübre ve tohum tarafında çok katlı artışlar hala devam ediyor dedi. Hükümetin tüm genel olarak sektörlerde ki enflasyon sarmalını engellemezse işsizlik, iş kapatmalar ile ilgili acil tedbirler gerekmektedir! Bütçe fazlasıyla, bazı elektrik, doğal gaz ve petrol gibi imalat girdilerinin önlenmesinde önlem alınması gerekmektedir!

Turizm sektöründe de durum aynıdır diyen başkan Hilmi Erbaş acil önlemler alınmalıdır dedi. Rusya ve Ukrayna’dan turist beklemek ten vazgeçilmeli ve önlemler alınmalı! İşletmelerin borçlarının yapılandırılmaya ihtiyacı vardır.

Covid, Ukrayna ile Rusya arasında ki savaş mali yükler getirmiştir, hükümetin acil ve cesur tedbirler alması gerekir. İnşaat ve sanayi girdilerinde üç kat dört kat artışlar vardır!

Kaynaklarımızı çeşitlendirmek zorundayız. Tarım, sanayi ve enerji de yeni bir model ve kalkınma modeline ihtiyaç var!

Yenile bilinir enerji kaynaklarının getirisi % ? diye Yörükefe dip not aldı!

Başkan… Sanayide yeni bir yaklaşımla üretim yapmaya ihtiyaç var. Tedarik noktasında önemli artışlar var. Nedeni Çin’inin geriye gitmesi. Türkiye Covid’ten yola çıkmalı. Türkiye Rusya ve Ukrayna konusunda da, tedarik konusunda da öne çıkmalı! Katma değeri yüksek değerli satışlar yapamıyoruz!

-Önemli; Üretimde bilimsel yöntemlerle, bilgi işlem, bilişim ve iletişim teknolojilerinde katma değeri yüksek üretimler yaparak ihracat da girdilerdeki karlılığı yaratmalı diye Yörükefe dip not aldı!

Başkan konuşmasında Hilmi Erbaş Turizm de üst gelir gurubundan girdileri sağlayamazken, Turizmde aşırı rekabetle karşı karşıya kaldığımız konularda iyi işler yapmalıyız!

İncir, fındık gibi ürünlerin fiyatlarını biz belirleyemiyoruz.  Doğru Tarım, Sanayi, Turizm politikası geliştirilmeli!

DİDİM TİCARET ODASI 2022 YILI PROĞRAMI

  • Turizm tanıtma Fuarlarına katılmaktayız
  • Sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde olmaktayız
  • Hamburg’daki fuara stant kiraladık. Gayri Menkul fuarında Didim’i tanıttık. Fuara gidiş geliş ve oradaki konaklama ve giderleri katılımcılar kendileri karşıladı.
  • Fuarlardan, zeytin ve zeytinyağı fuarı
  • Kentin kendisine has değişim politikamız olmalı! Ekonomi ve teknoloji üniversitesiyle sözleşme yaptık. Ekonomik, tarım, turizm dinamiklerini kamu ve sivil toplum örgütleriyle altı ay çalışma yapılacak.

Basın toplantısına katılan basın mensupları Türkiye ve Didim politikalarıyla ilgili çeşitli sorular sorarak toplantıya son verildi! Ticaret odası Başkan ve yönetim kurulu üyeleri basın mensuplarına katılımlarından dolayı teşekkürlerini sundular.

Toplantıya Yörükefe gazetesinin temsilcisi olarak katıldım ve bir şeylerin turizme kazandırılması anlamında ve yüksek gelirli girdilerin turizme kazandırılması adına katkı koymayı düşündüğümüz çeşitliliği eklemeyi uygun gördük şöyle ki;

 Buradan yola çıkılarak şunu bu toplantıya ekleyerek sunmak istedik. Bu çalışma yörük efenin hazırladığı ve Valiliğe sunacağı turizm projesinden bir bölümdür;

Valilik öncülüğünde devletin konaklama ve tesis kapasitesini artırıcı kararlar ile bu bölgede ki yatırıma açık yerlere KONAKLAMA TESİSLERİ yapılması için yatırımcıya alan yaratılması gerekir.

Afrodisias’ı gezen yüzbinler bu muhteşem kültürel değerleri hayranlıkla izlerken akıllarına bu mimari yapıların taşları nereden geldi diye bir soru gelmez. Oysa Geyre’nin birkaç yüz metre ilerisinde bu taşların ve sütunların bulunduğu birçok antik ocak var.

Eko Turizm, doğal alanlara odaklanan, sürdürülebilir ekolojik turizmdir. Bunun amacı çevre ve kültürel farkındalığı desteklemek, bu konudaki  olanakların kıymetini bilmek ve korumaktır! Jeoturizmin jeolojik bir eklenti içeren halidir. Turizm her zaman ziyaret edilen yere çevresel fayda ile birlikte bu zenginliklere ziyaretçilerin empati duymasını da sağlar, böylece operatöre de daha fazla müşteri memnuniyeti yansır. Jeoçeşitlilik ve Jeoturizm: Yeryuvarını oluşturan tüm jeolojik öğeler ile bu öğeler üzerinde meydan gelmiş olan her türlü yerbilimsel olayları ve oluşumları  jeoçeşitlilik olarak tanımlıyoruz. Dünya'nın herhangi bir noktasında bulunan Mineraller, kayaçlar, çökeller, fosiller, toprak ve su Jeoçeşitlilik kapsamında kabul ediliyor.  Bu jeolojik malzemelerin içinde veya civarında gelişmiş olan kıvrımlar, faylar, yer şekilleri ve diğer morfolojik unsurlar da jeoçeşitlilik kavramının içinde yer alıyor. Biraz dikkatli baktığımızda jeoçeşitliliğin yaşamımızın her alanında olduğunu görebiliriz.  Belki fark etmiyoruz ama Jeoçeşitlilik, kullandığımız bilgisayarlardan taktığımız takılara, gezdiğimiz turistik yerlerden içtiğimiz içeceklerin kutularına kadar her yerde yanı başımızda. Unesco’nun bu kararından sonra son on yılın en hızlı gelişen turizm türü olan Jeoturizm etkinlikleri daha hızlanacak. Yeryuvarı üzerinde bulunan ve bize geçmişimizi anlatan jeolojik/jeomorfolojik oluşumların korunması ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli geliştirilmesi amacıyla Unesco tarafından 6 Ekim günü Dünya Jeoçeşitlilik günü olarak ilan edildi.

Jeolojik öğeleri koruyan ama onların yüzlerce yıl bulundukları bölgeye katkıda bulunmalarını sağlayacak  "sürdürülebilir kalkınma" modellerinden biri de Jeoturizm’dir

Yaklaşık 4,6 milyar yıl yaşındaki yeryuvarını olşturan kayaçlar tıpkı kültürel değerler gibi  başlarından geçen her öyküyü kaydederek, günümüze kadar ulaşmasını  sağlamış.  Bu kayıtlar bazen çok değerli bilimsel veriler, bazen de olağanüstü görüntüler olarak çıkar karşımıza. Çok iyi bildiğimiz gibi bu kayıtlar bazen bir tortul kayacın,  bazen de  magmadan gelen bir mineralin bünyesinde saklı olabiliyor. Bu kayıtları okuyarak yeryuvarının geçmişi hakkında çok önemli bilgiler elde etme şansı, jeologları özel bir kategoriye sokmakla birlikte, son yıllardaki gelişmeler  jeologları taşların içindeki bu sırları yerbilimci olmayan insanlara anlatmakla ilgili bir yükümlülüğün altına da sokmaktadır.  Örneğin fosiller  yaşadıkları dönemlere ait her türlü bilgiyi günümüze aktarırlar. Kayacın oluştuğu dönemin iklimi, yaşı,  o dönemdeki biyolojik çeşitlilik, çeşitli tektonik olayların anlaşılması fosillerin katkılarından sadece bir kaçı. Deniz tabanı yayılması sırasında oluşan yastık lavlar ise bir zamanlar o bölgenin okyanus diplerinde meydana gelen bir açılma olayının etkisinde kaldığının en ilginç kanıtlarından biri. Yine Toroslar’da,  Himalayalar’da ve diğer yüksek dağlardaki kayaçların içinde deniz canlılarının fosillerinin görülmesi, bize bir zamanlar buraların denizlerle kaplı olduğunun en büyük delilleri. Ya da kıvrılmış kayaç katmanları bir zamanlar bölgede bir sıkışma yaşandığının en güzel kanıtları. Bu kanıtlar bize yüzlerce milyon yıl öncesinin dünyası hakkında kapsamlı bilgiler verebiliyor. 

Ziyaretçiler Kapadokya’da gezerken bu olağanüstü görüntülerin nasıl ve hangi koşullarda oluştuğunu, Pamukkale’nin beyaz travertenlerinin neden sadece bu alanda olduğunu, Anadolu’da  yol boyunca  bol miktarda rastladıkları  rengarenk kayaların neden bu renklerle bezendiğini, dal sanarak ellerine aldıkları bir ağaç fosilinin nasıl olup da taş haline geldiğini veya 2000 metre rakımda bulunan kayaların içinde neden deniz hayvanlarının fosillerinin bulunduğunu merak etmeye başladılar. Üstteki satırları okuyan bir yerbilimci haklı olarak “ ne var bunda. Bunlar hepimizi bildiği şeyler”diyebilir.  İşte öykü de tam burada başlıyor.  Bu aynı zamanda bir tehlkeyi de barındırıyor. Bir yerbilimci için son derece sıradan olan bir oluşum, konuya yabancı biri için son derece ilginç olabilir. Bu ilginçlik ancak konuyu anlatacak yerbilimci anlaşılabilir bir dille anlatılırsa değer kazanıyor.

 Bu tanımlardan sonra Jeopark kavramını biraz daha irdeleyerek Aydın ilinin  jeopark veya Jeoturizm potansiyeli üzerinde durmakta fayda var.

Aydın İlinin Jeoturizm Potansiyeli

Aydın’ın Jeoturizm potansiyeli henüz detaylı olarak çalışılmamıştır. Ancak Menderes Masifi, Büyük Menderes grabeni,  güncel, tektonizma izleri, antik taş ocakları, birçoğu Jeoloji ile ilişkili olağanüstü anti kentler, Bafa ve Azap gölleri, başta Karacasu Sırtlanini mağarası olmak üzere karstik mağaralar, mineralleşmeler, Koçarlı dumanlı kuvarsı ve aşınma şekilleri ilin Jeoturizm öğelerinden sadece birkaçı. Yapılacak bir projeyle Aydın ilinde turizmi tüm yıla yaymak mümkün olabilir. Aydın ilinin jeo çeşitliliğe, Jeoturizm özellikleri ve Jeopark potansiyelini daha detaylı gazete Yörükefede yayında okuyacaksınız.

Jeopark:

Sadece Jeoçeşitliliği değil diğer doğal ve kültürel miras değerlerini de barındıran, müzesi ve yönetim merkezi bulunan, büyük ölçekli alanlara Jeopark adı verilir. Bir Jeopark alanı, başta jeolojik miras niteliğindeki öğeler olmak üzere tüm doğal ve kültürel mirasın korunmaya alındığı, toplumu bilinçlendirmek için doğa eğitimlerinin verildiği, bu yapılırken de  sosyo-ekonomik kalkınmanın da amaçlandığı,  Jeorutizm’in büyük bir ağrılık kazandığı bir kültürel  düzenlemedir. Jeoparklar jeolojik öneme sahip oluşumların dışında, bölgedeki arkeolojik, ekolojik, etnografik ve tarihsel ya da kültürel açıdan önemli yerleri de içermelidir. Bu değerlerin fazlalığı Jeoparkın zenginliği olarak kabul edilir.  Jeopark jeolojik ve kültürel mirasın doğa eğitimi yoluyla bilginin geniş kitlelere yayılmasını sağlar; geniş halk kitlelerini yerbilim ve çevre konularında eğitir, bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunur ve jeolojik mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.

HABER EDİTÖRÜ: ERDAL DEMİR

Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2022, 21:14

Selva Demirci

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER