Defalarca bu ülkede cuntayı uygulamış Gladyo; içimizden biri olmuş, cemaatlerin yaşatılması ve çoğalması için elden gelen yapılmış, her türlü insanlar beslenmiş, gerektiğinde ABD’ye götürülmüş, sonuçta da ılımlı İslam projesi burnumuzun dibine sokulmuştur. Bizler ülke olarak başta ABD ve batı ülkelerinin sahte yüzlerinin gülücüklerine anında prim vererek, verilen her görevi yapmayı kendimize verilen kredi ve unvan olarak görme hastalığından öncelikle vazgeçmeliyiz!
“Kindar ve dindar gençlik “yetiştirme, bilime dayalı eğitimden vazgeçme adına verilen kararların somut sonucunu yaşıyor Türkiye! Türkiye’de vicdanlar kan ağlıyor, yetkililerden ve devletten gerekli kara ve tedbirler acilen alınmalıdır! Millet güven duygusunu yitirmişken yaşananlara karşı devletin alacağı önemli kararlar, bu ülkede devletin varlığının verdiği güvenin kendisine ihtiyaç duyulanın, en hassas dönemde yaratılmasıdır!
Çağdaş, laik ve demokratik devlet yapısının en çok hissedilmesi gereken bir zamana gelip çattık. Devlet kendini ve bu ilkeleri sahiplenerek milletine karşı bir süreci başlatmalıdır! Anayasaya rağmen bu ilkeleri bozmaya çalışanların karşısına dikilmenin tam zamanıdır!
Baskıcı, diktatörlüğe dayalı otokrasi rejimini yerleşik hale getirmek için evrensel hukuka ve bilimsel eğitime saldırı düzenleyenler, bu ülkenin çağdaş ve aydınlık yüzünü karartıp, düşledikleri karanlık bir dönemi yöneterek ılımlı İslam anlayışı ile Türk İslam sentezini oturtmaya çalışanların emellerinin, 15 Temmuz’da yaptıkları hain saldırının bir uzantısı olduğunu bilen devlet, bu tehlikeyi gerekli tedbirleri alarak üstesinden milletçe gelmelidir! Alınması gereken tüm kararların siyasi beklentilerin üzerinden değil devletin bekası üzerinden yürütülmesinin gereği yapılmalıdır!
Batının yalnızlaştırmak istediği Türkiye ya da ülkemiz; Orta Doğu ve Asya'da yer arıyorsa? Türkiye, Orta Doğu ve Asya'da "Türk İslam sentezi, Yeni Osmanlı" adıyla yer bulması mümkün değildir. Osmanlı küllerinin üzerine inşa edilen demokrasi kültürlü, Cumhuriyet ilkesi ile tanışmış, sanayi ve teknoloji yapılanmasını, yenilikleriyle yüzleşmiş ve sindirmiş bu toplum; Atatürk'ün devrim ve ilkeleriyle yoluna devam etmelidir. Çağdaş ve muhasır medeniyetler yapısında Avrupalı yüzüyle yer almış Türkiye, bu farklılığı asla elinden kaçırmamalıdır. Bu yapının içinde olan Türkiye daha ileri ekonomisiyle, sanayi ve teknolojik yapısını ilerleterek büyüyen ve güçlü kılacak yapısıyla, Avrupa’nın muasır yapısında ilklerin içerisinde yerini almalıdır. Bu duruş ve hareketin başında devlet erkânı birlik ve beraberlik ruhunun en güzel örneğini dünyaya sergileyerek, Türkiye'ye inanmış ve güvenmiş devletlerin teminatı ve güvencesi olmaya devam edecektir. Güçlü devlet yapısının içinde ki havuzda yer almak uzlaşıcı ve sulha dayalı politika ve siyasetle beslenmelidir. Görülecektir ki yeniden demokrasiye ve parlamenter sisteme dönüş yapacak, iyileştirilmiş ve geliştirilmiş demokrasi yapısıyla Türkiye yeniden her değer ve kavramlarıyla Dünya'ya örnek olacaktır.