Çocukluğumu özlemek geçmişi özlemek mi?
Yoksa feodal yapının kalıntılarını mı özlemek ya da aynı toprağa basarak oynadığımız çocukluk arkadaşlarımızı mı özlemek? Çocukluğumuzda ki bayramlarda elini öptüğümüz sevgi dolu büyükleri, bize verilen mendilleri ve harçlıkları, torbada biriktirdiğimiz şekerleri mi özlemek!
Bunların hiçbiri değil bence! Çünkü feodal toplum yapısından makine toplum yapısına geçisin değişen yüzü bunlar!
Özlediğimiz o günün huzur ve sevgi ortamı, kardeşlik ve barışın yaşama kattığı hümanizm! Kimsenin değişik bir yüz ifadesi yoktu! Bir sorun varsa o mehlenin sorunuydu! Kimse yüzünde ki ifadeyi kin ve nefrete dönüştürmez, para ve menfaat hırsı bugünkü gibi bir ülkenin meselesinden ve geleceğinden daha önemli değildi!
Şimdi anlıyoruz ki bizi biz yapan benlik duygusu değil, biz söylemiydi! Bir hastamız olduğunda hepimiz üzülürdük, bir yeni bebek dünya ya geldiğinde hepimizin sevinci olurdu!
Mahallelerimizin tanınmış saygın büyükleri olurdu, kimse bir başka güce daha güçlü ve teşkilat adamı diyerek, iki lafı edemez insanlara mevkii ve konum vermezdi! Bilirdik ki insan sevgisi inancın temel konusudur! Dayanışma iç güdüsü birlik ve beraberliğin temel ilkesiydi! Çocukların korunması ve geleceği düşünülmesi gereken kutsallarımızdandı! “Bir kereden ne çıkar “diyecek edepte ve düşüncede hiç kimde olamazdı! Toplum bugünün normal sayılan vukuatlarını o dönem ar edep bellemiş, saygı ile taşırdı!
Savaştan çıkmış, genç bir Cumhuriyet; bizim için dil uzatmayı bırakın, uğrunda her zaman can vereceğimiz bir kavramdı! Milletin kuruşu devletin emanetiydi! Ona dokunmak, birilerine yedirmek, fakiri daha fakir, zengini daha zengin ve benim zenginim, benim tarafım diye bir farklılık bu kadar mıydı?
Çocukluğumu özledim işte bu yüzden! Birbirimizi çok sevdiğimiz, tasa da ve sevinçte birlikte olduğumuz o güzel feodal duyguları özledim!
Çocuklarını kendi pişirdiği ekmekle doyuran anneler, akşam alın teriyle kazandığı lokmayı eve getiren babayla, haysiyeti ve şerefi önemseyen ailelerle büyüdük! O zaman biz daha Anadoluluyduk!
Çocukluğumu özledim!
Komşumun çoluk çocuğunu gözümüzden kayırmaz, elimizi taşın altına koyardık. Onlar incinirse biz incinir dik! Bugünün yapılan barbarlıklarını düşünmek değil, aklımızın içinden geçirmek bile bizi vicdanen titretirdi! Bugün ne oldu da çocukluğumu özledim diye sorarsanız bilin ki o gün biz daha Anadolu evladıydık! Kimse bizim anamıza küfür edip arkadan dalga geçmedi! Ben sövüp sayarım, bu memleketin ağasıyım demedi! Kimse bir maden ocağının içinde ölüme gitmiş bir kasabanın acısının üzerine tuzla gidip, yer de ki yakınlarını tekmelemedi! Acılar hepimizin ağıtı oldu! (Soma ve Somada ki 301 vatandaşımızın ölümünü unutmadık! Işıklar içerisinde yatsınlar! Unutulan ne oldu biliyor musunuz acıları ve verilmeyen hakları oldu! Bir toplu ölümün senaryosunun failleri, bugün bu acının vicdan muhakemesini yapacak kadar insan oldular mı? Gece yatarken yediklerini içtiklerini sindirip, rahat uyuya biliyorlar mı?)
Ben çocukluğumu özledim…