İngiliz yazar Jack London'un Martin Eden romanı çok derinden etkilemiştir beni. Romanın baş karakteri Martin alt sınıfdan gelen, cahil, gücü kuvveti yerinde ama oldukça kaba bir işçidir.Orta sınıf burjuvadan Ruth adında bir kıza âşık olur. Ruth yontulmamış bu adamı kendi sosyal sınıfının kalıbına uydurmak ister. Martin Ruth'un aşkını kazanmak için var gücüyle çalışır ve başarılı bir yazar olur.Ancak daha öncesinde kendisini hiç dikkate almayan insanlar Martinle dost olmak için yarışa girerler. Martin romanın sonunda ikiyüzlülüklere, yalanlara, sınıf farklılıklarına isyan ederek denize atlayıp intihar eder.
Dalgalı ve köpüklü suyla temas edince kurtulmaya çalışır ama nafile çabaları sonuç vermez.Ölüme karar verip de kurtulma çabası Freud'un yaşam içgüdüsünün tarifidir; ancak Mertin böyle olmasıyla birlikte bu çabayı "yaşamın insana son darbesi"olarak yorumlar.
Yaşam ölmek isterken bile güzel ve cazibeli.Her ölüm erken ölümdür. Hangi yaş olursa olsun,hangi dinden, hangi sosyal tabakadan,hangi ırk ve cinsiyetten olursa olsun yaşamı terk etmek kolay değil.Çocuklarına tablet alamayan işsiz baba, atanamayan genç öğretmen, oldukça yorucu ve üç kuruş karşılığında çalışan kargo işçisi genç, umudunu yitirmiş ve intiharı seçmiş bir çok insanın arzusu asla ölüm değildir.
Tüm bu trajedilerin sorumlusu sömürücü, vahşi, acımasız, komprador patron düzeni. Sonucun değişmeyeceğine inanan umutsuz insan için ölüm daha kolay mı acaba? Hiç de kolay değil tabii ki. Kim durduk yere ölmek ister ki? Kim küçücük çocuklarını,sevdiklerini öylece bırakıp gitmek ister ki?
"Ekmek herkese yetecekti aslında.
Tarlaya karga dadandı, ambara fare,
fırına hırsız,memlekete harami." diyor Neyzen Tevfik.
Adaletli bir dünya özlemi içinde kaç ölüm bu sömürücüleri vicdana getirir ki? Sömürünün vicdanı olmaz ki zaten. Hiç doymaz, bir gecede eğlence masasında bıraktığı para asgari ücretten daha çoktur ama o kadarını bile vermek istemez çalışanına, emekçisine. Sömürdükçe sömürür.
Adalet zaten zenginin vicdanıyla değil, emeğin örgütlenmesi ve hareketiyle olacaktır. Bu haftanın yazısını şair Nevzat Çelik'le bitirelim: "Ölümü özledim anne,yaşamak isterken delice.."
YAŞAMIN SONSUZ GÜCÜ
Paylaş