Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler

MİLLETİN AKLI HER DOĞRUYU VE YANLIŞI GÖRMEYE YETİYOR

TÜRKİYE

Türkiye çok ciddi bir eğitim, inançların bütünlüğü ve özgürlüğü, İslamiyet’in yıpratılması konusu sorunu yaşamaktadır. Onlarca kez denenerek yerine yerleştirilmeyi amaçlayan eğitim, din ve inanç eksenli bir döngünün etrafında, çağdaşlaşma yarışının gerisinde kalarak, neredeyse ümmet toplumunun bir parçası haline getirilmişken, çok olumlu karşılanan bir demokrasi seferberliği ve bekçiliği sürecine girerek, sürecin eğitim için aydınlık sinyallerinin haberini veriyor olmasını umutla karşılıyoruz.

Türkiye çok ciddi bir eğitim, inançların bütünlüğü ve özgürlüğü, İslamiyet’in yıpratılması konusu sorunu yaşamaktadır. Onlarca kez denenerek yerine yerleştirilmeyi amaçlayan eğitim, din ve inanç eksenli bir döngünün etrafında, çağdaşlaşma yarışının gerisinde kalarak, neredeyse ümmet toplumunun bir parçası haline getirilmişken, çok olumlu karşılanan bir demokrasi seferberliği ve bekçiliği sürecine girerek, sürecin eğitim için aydınlık sinyallerinin haberini veriyor olmasını umutla karşılıyoruz. Demokrasi, çağdaşlaşma yarışından kopmayan bir eğitim sisteminin, kendini bulan ve bilen bireyleri yetiştiren bir sistemden oluşmuş toplum yapısıyla yükselir ve sivilleşir. Ülkede ki inanç farklılıklarının özgürleştirilmesi, resmileştirilmesi ve asimile edilmesi konusundan vazgeçilmesi, İslamiyet’in bilerek ve isteyerek bazı İslami inanç önderleri tarafından, toplumun hassasiyetlerine dokunan fetvalar ve vaizler verilmesi, son zamanlarda İslamiyet’in yanlış yorumlaması vasıtasıyla, yıpratılma sürecine girilmiş olduğu görülmektedir!

CHP döneminde imam hatip okullarının kurulmuş olması bu yanlış yorumların olmaması için ilmi olarak eğitilmesi hususu, bugün kurumsallaştırılan diyanet işleri başkanlığının da bu yanlışları çalışan çıkış noktalarının içinde olması, ülke adına sıkıntılı bir sürecin başlamış olmasına neden olmuştur!

Demokrasi işleyiş şekli ile ölçümlenir. Kavram ve kurumlarıyla demokrasiye bağlı kalarak Liyakat ilkesiyle vücut bulur. Asla kendini bilimsel ve çağdaş anlamda tarif edemeyen toplumların ve bireylerin omuzlayacağı bir sistem değildir. Türkiye geldiği noktada bu haliyle demokrasiye bir hayli uzak ve hazırlıksız bir durumda yakalandı. Var olan değerler sayfanın arka yüzünde öylesine yıpratılıp, erozyona uğratıldı ki, yeni sayfada demokrasiye rastlanacak çok az şey kaldı kavram ve kurumlarda. Bir tek ayakta kalan şey, demokrasiye alışmış toplum ruhudur. O da bugün meydanlarda demokrasi nöbetindedir.

Türkiye bir ummalı süreçten, toplumun kendisini bilemediği, bulamadığı yapısıyla birlikte geçmektedir. Her yanı kötülüklerle çevrilmiş ülkemizin muhalefeti de, iktidarı da bilememek, görememek gibi bir gafletin içinde bile bile bugünü gördü.

Türkiye’de, kötü giden şeylerin görülmesine rağmen, bilememek gibi, kendini görememek gibi bir gafletin içerisinden geçerken, kıl payı ufak tefek sıyrıklarıyla kurtulabilecekse ki bugün bu derin yaraların hatta tamiri zor yaraların açılmasına, uyanan iyiliklerin, kötülükleri deşifre etmesiyle gün yüzüne çıkan gerçekleri, her taraflı görmenin sağduyusu ile sıyrılacaktır. Ama gitmekte zorlanacak ve direnecek kötülüklerle uğraşacağız, bileceğiz, göreceğiz ve kurtulacağız.

Nasıl? Kendini bilmek ve görmek diye bir olgu ve erdemlilik var. Toplum ve bireyleri birilerinin gösterdiği, istediği şeyleri kabullenip yapmak yerine, kendini bilerek, görerek ve bularak, gerçeklerin frekanslarını alıp, yayarak gerçeği bilerek katkı koymalı ve yaşamalı. İşte toplumun bu bireylerden oluştuğunu gördüğümüzde; toplumun özlediği, şimdilerde yok sayılan eğitim sistemi ve doğru algısı geri gelecektir.

Temel ihtiyaçların fiyat artışlarıyla alınamaz duruma düşmesini engellemeyen iktidar bugüne kadar;

Üreticileri, marketleri, aracıları suçladı; üreticilerin depolarını denetim altında tuttu, market raflarında ki fiyatları denetledi, bu çalışmalar bu saydıklarımı ”terörist” ilan etmeye kadar vardı, bu da olmayınca; fiyat artışlarını Fetö’cular ve muhalefete yönelik bunların olabileceğini savundu, bu tez de gazla tutmayınca, ”Avrupa ve ABD de daha fazla enflasyonun olduğunu, yokluk kuyruklarının oluştuğunu, marketlerin boş, halkın yokluk çektiği konusu başladı! Tüm bu iddialar saat başı yandaş medya tarafından kullanılan argümanlar olsa da bu propagandalar iktidara daha zarar verdiği görülür ve diyanet ve “dini değerler” devreye her zaman ki gibi sokulur! DİN İŞLERİ YÜKSEK İSTİŞARE KURULU SORUSU ”TİCARETTE KAR HADDİ VAR MIDIR” DİYE DEREYE GİRER; DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI CEVAP OLARAK” FİYATLARI TAYİN EDEN, DARLIK VE BOLLUK VEREN ALLAH’TIR” HADİSİYLE YANIT GELİR!

İnsanların yanlış ekonomik politikalarla açlık sınırının daha altında kalması, fiyat artışlarının toplumun büyük bir kısmının canını yaktığı seviyesinde var olması, böyle bir süreçte bu fetvanın yayınlanmasının yorumunu yüce Türk milletinin inanç bilgisi ve Allah’a karşı var olan dürüstlük ve doğruluk sorumluluğuna bırakıyorum!

HABER: ERDAL DEMİR

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.