"Toplumda en çok ezilen kesim, bu ülkenin işsizlerinden sonra emeği karşılığında ücretli çalışanlar ve emeklilerdir. İktidarların uyguladığı politikalar sonucu her geçen gün daha da yoksullaşan biz emekliler örgütlenme girişimlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Ancak her seferinde iktidar kendi yargısını kullanarak sendikalarımızı kapatıp, örgütlülüğümüzü boşa çıkarmak ve etkisizleştirmek istemektedir.
İktidar, başta Emekliler, Emekli olmaya hak kazanıp ta emekli yapılmayan EYT liler, asgari ücretli işçiler, kamu çalışanı ve tarım emekçileri gibi kesimlerin ve demokratik haklarının yanında değil, karşısında yer alıyor. Şimdi de yaklaşan seçim vaatleriyle bizleri aldatarak oyumuzu alma planlarını yapmaya heveslenen bir anlayışı ortaya koymaktadır. Yani yine bizleri yok sayan ve memleketi perişan eden politikalarını sürdürmek istemektedirler. Ancak yağma yok, ezildiğimiz ve dışlandığımız yeter, artık insanca ve onurluca yaşamak istiyoruz, bu yüzden kanmayacağız, aldanmayacağız, susmayacağız.. Direneceğiz- Direneceğiz- Direneceğiz..
Evet Dostlar; bu iktidarın izleyip yarattığı politika ve uygulamalarının anlamı çok açık; zengini daha da zengin eden, halktan alıp, patronlara, yandaşlarına veren bir anlayıştır. İMF ye borç veriyoruz deyip ancak İMF politikalarını sürdüren bu uygulamalar, tarımı, sanayiyi dolayısıyla üretimi sonlandırıp, rant ekonomisini uygulayan bir anlayışın sonuçlarıyla karşı, karşıyayız.
Son bir yıldır %181 artan gıda ve %161 artan genel enflasyon oranlarına rağmen, emeklilere yapılan maaş zammı %25 veya %30 lar civarında kalmış olup, daha emeklinin cebine girmeden eriyip, yok olmuştur.
Şu anda sayıları 14 milyona dayanmış emeklinin 8 milyon 500 kişisi asgari ücretin altında maaş almaktadır. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 5.000 bin lira, Yoksulluk sınırının ise 16.000 bin liranın üstünde olduğu günümüzde mevcut AKP- Saray İktidarı hemen, hemen hepimizi yaşanamaz hale mahkum edip, ödenemez borç batağına sürüklemiştir.
2018 yılında 1.000 lira olarak zorunlu ve istemeseler de yürürlüğe sokulmuş bulunan ve yılda iki defa ödenen Bayram ikramiyelerimiz, geçen bayram komik ve asla kabul etmediğimiz 100 lira gibi bir sadaka zammı eklenmesiyle 1.100 liraya çıkartılıp bizler sözde avutulmaya çalışılmıştık. Ancak son aylarda ve yaşamımızın her alanında önlenemez ve adeta biz emeklilere cehennem hayatı yaşatan pahalılık yani zamlı koşullarla baş başa kaldığımızda, önceki yıllardan bu yana veriyoruz dedikleri Emekli İkramiyelerinin, artık yılda 4 maaş tutarında uygulanmasının bir zorunluluk olduğunu ısrarla ve önemle beklediğimizi haykırıyoruz..
Ancak böylesi bir ikramiye talebimizin artık kaçınılmaz ve mutlak zorunlu olduğunu kabul etmelerini beklerken, ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığı yaşatan bir anlayışla bizlere yine layık gördükleri ve dayattıkları 1.100 lira sözde İkramiye ödemelerini sürdüreceklerini hiçbir mahcubiyet duygusu belirtmeden ifade etmişlerdir, bunu asla kabul etmiyoruz. Yılda 4 maaş ikramiye talebimizden vazgeçmiyoruz.
Bunun yanı sıra, yaşamın gerçekleriyle asla uyuşmayan TÜİK Enflasyon rakamlarıyla açıklanıp, her altı ayda bir uygulanan maaş zamları sonucunda eriyip yok olan maaşlarımıza, Temmuz ayı beklenmeden ve haklı olarak acilen ek zam yapılması talebimiz, yine bu iktidarın Çalışma Bakanı tarafından populist bir istem olduğu ifade edilerek ret edilmiştir. Bu karar da AKP hükümetinin başı Cumhurbaşkanı tarafından da onaylanmıştır
"İktidar 20 yıldan bu yana emekli intibak yasasını bir türlü gündemlerine alıp çıkartmadı"
İktidar 20 yıldan bu yana emekli intibak yasasını bir türlü gündemlerine alıp çıkartmadı. Emekliler arasındaki 2000 öncesi ve sonrası adaletsizlikler devam ediyor, saray iktidarı hala seyrediyor. Biz emekli intibak yasasını derhal çıkartılmasını istiyoruz.
Aynı şekilde kamu çalışanlarının 3600 göstergesi yıllardır seçim rüşveti olarak malzeme ediliyor ama yapılmıyor. İktidarın 3600 gösterge olayını seçim rüşveti ve tehdit olmaktan çıkarıp, bekletmeden hemen çıkarmasını bekliyor ve istiyoruz.
İleri yaşlara gelip emekli olan bizler, doğal olarak sağlık koşullarının her an muayene, tetkik ve tedaviye muhtaç olduğu bir yaşam süreçlerinde, hastanelere başvurduklarında katkı katılım ve ilaç payları gibi ödemelerin derhal sonlandırılıp, kaldırılmasını, hatta çalışırlarken yıllarca primlerini ödeyip sonra belli yaşlara gelmiş bu kişilere sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması gerektiğinin anayasal bir hak olduğunu yıllardır haykırmamıza rağmen, hala emeklilerden ücret kesimleri uygulamalarına ısrarla devam ediliyor, bu kesinti uygulamalarına derhal son verilmelidir.
İnsanca yaşam koşullarını elde edebilmek, haklı taleplerini duyurabilmek ve savunabilmek amacıyla oluşturmaya çalıştığımız Sendikal örgütlenmelerimizin yaklaşık 27 yıldan bu yana mücadelesini vermekteyiz. Ancak hala haksız ve hukuksuz şekilde engellemelerle karşı, karşıya bırakılıyoruz. Şimdi buradan bir kez daha sesleniyoruz; Yıllar öncesinden bu yana ülkemiz adına toplantılara katılıp altına imzalarınızı attığınız “HERKESİN SENDİKA KURMA ve ÜYE OLMA HAKKI” yazılı Uluslararası sözleşmeler ve antlaşmalar ile Anayasamızın 90. Maddesini uygulayarak neden emekli Statü yasamızı çıkartmıyor, sendikal örgütlüğümüzü engellemeye çalışıyorsunuz!. Ancak, siz nereye kadar kendi yargısal anlayışlarınızla engellemeye çalışsanız da, bizler asla hukuksal, fiili ve meşru Sendikal hak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz ve tüm engellerinizi boşa çıkarmaya kararlıyız ve mutlaka aşacağız.
Değerli Emeklilerimiz, Değerli Halkımız;
Buraya kadar duyurmaya çalıştığımız ve yaşamımıza dair vazgeçilmez olarak gördüğümüz bu haklı taleplerimizi, iktidar görmezlikten ve duymazlıktan geliyor. Biz emekliler, emeklilik hakları engellenen EYT’ liler birlikte yaklaşık 30 milyon devasa bir kitleyiz. Bizi yok sayan ve dışlayan AKP Saray iktidarına yapılacak ilk seçimde sandıkta oylarımızla gerekli tepkimizi koyacağız, bu konuda kararlıyız.
Bizler kimseden icazet beklemiyor ve hak etmediğimiz bir talebi istemiyoruz, yeter artık; haykırışlarımıza kulaklarınızı tıkayamaz, görmezlikten gelemezsiniz;
Şimdi buradan yüksek sesle olmak üzere haklı ve öncelikli talebimizi bir kez daha haykırmak ve tekrarlamak istiyoruz;
Bizlere sadaka niteliğinde sözde ikramiye adı altında bir uygulama yapamazsınız, dörtte üçümüzün açlık sınır altında, hatta asgari ücretin de altında maaşlara mahkum edemezsiniz!.
Bizlerin yarattığı ülke hazinesini bir avuç yandaş çıkar gruplarının kasalarına, ceplerine aktaramazsınız, sonra da çıkıp hazinede sizlere verilecek paramız yok diyemezsiniz, böyle bir hakkınız da, yetkiniz de yok.. Yıllardır bu ülkenin kaymaklarını lüks yaşamınıza ve sermaye çetelerine talan ettirip, peşkeş çektiriyorsunuz. Memleketin ve çocuklarımızın geleceğine milyarlarca borç yüzünden ipotek altına aldırdınız. Yap, işlet modeli ile ülkeyi ve halkımızı yeni kapitülasyonlara mahkum ettiniz. 20 yıldan bu yana yeter, düşün artık bizlerin yakasından, bu emekçi halk ta, bu memleket te rahat bir nefes alsın
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ SENDİKAL MÜCADELEMİZ;
YAŞASIN EMEKLİLERİN BİRLEŞİK SENDİKAL MÜCADELESİ;
YAŞASIN HAKLAR VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ." ifadeleri yer aldı.