İzmir’in yanı başında hem, yamanları dağının hemen yamacında bulunan Karagöl, bir jeolojik miras olmasının yanı sıra aynı zamanda bir kültür mirası da. “İzmir’de Karagöl diye bir göl mü var ?” diyenler çıkacaktır mutlaka. Bunu diyenler haksız da sayılmazlar aslında. Bir zamanlar doğanın bir parçası olarak canlı yaşamının tam göbeğinde olan insan türü yerleşik yaşama geçtikten sonra dünya tarihinde çok kısa sayılacak bir süre içinde doğaya yabancılaştı. Yabancılaşsa iyi. Kısa süre içinde doğayı düşman belledi ve bir zamanlar bir parçası olduğu doğayı hızla tahrip etmeye ve tüketmeye başladı. Öyle bir hale geldi ki kent yaşamından bıkarak hafta sonu doğaya gidenler bile tüm çöplerini bırakarak geri döndüler. .Bu anlamsız düşmanlık zaman içinde doğaya ciddi zararlar vermeye başladı. Aslında insan türünün fark etmediği önemli bir şey vardı. Doğayı yok ederken farkında olmadan kendi türünün geleceğini de tehlikeye atıyordu. Bu konu başka bir yazının konusu. Ancak doğaya yabancılaşma büyük kentlerimizde inanılmaz bir şekilde artmaya başladı. Bu nedenle İzmir’ veya komşu illerde Karagöl’ün isminin bilinmemesini yadırgamamak lazım. Sorumuza geri dönelim. İzmir’de Karagöl diye bir göl mü var ?”
Evet.İzmir’de bir göl var. Hem de İzmir’in yanı başındaki Yamanlar Dağı üzerinde. Dağın zirvesinin hemen altındaki düzlükte bulunan göl olağanüstü doğa görüntüleri sunuyor. Her mevsim muhteşem görüntülerin izlendiği Karagöl'e araçla da gidilebilir, yürüyerek de. Araçla gidenler Çanakkale yolunda ilerlerken Örnekköy tabelasına saptıktan 25 kilometre sonra Karagöl'e varabilirler. Yol biraz bozuk. Yer yer çukurlar var ama her türden binek otomobilin rahatlıkla gidebileceği bir yol. Arabanızı gölün girişinde bıraktıktan sonra gölün etrafında yürüyebilir, piknik yapabilirsiniz. Piknik yapmak istemeyenler için bir lokanta da var. Sabah erken giderseniz hafta sonları yöresel bir fırında pişirilen taze köy ekmeği ile güzel bir kahvaltı da yapabilirsiniz. Yürüyerek gidecekler Emiralem köyünde sonra 4-5 saat yolculuğu göze almak zorunda kalacak. Ancak doğanın olağanüstü görüntüleri özellikle ilkbaharda bu rotayı çok cazip kılıyor.
İlkbahar’da göl civarı rengârenk çiçeklerle kaplanırken, sonbaharda pastel renkler hakim oluyor. Kış aylarında soğuk havalarda kar bile görebilirsiniz.
Karagöl civarı yılın her mevsiminde olağanüstü güzellikler sunuyor. İzmir’e bu kadar yakın bu doğal anır aslında bir heyelan gölü. Heyelanlar çoğunlukla büyük can ve mal kayıplarına yol açarlar ancak bazen böyle doğal cennetler de yaratabiliyor. Bu heyelan gölü etrafında büyük bir ekosistemin gelişmesine katkıda bulunuyor.
Yüksekliği 1076 metre olan Yamanlar dağının üstünde bulunan Karagöl, ismini koyu renginden almış. Ancak yaşlılar gölü Tantalus, Tantaros veya Tartaros olarak bilirler. Bu isim bizi oldukça geçmişe götürüyor. Tantalos Zeus’un bir ölümlü ile olan ilişkisinden doğmuş, yarı tanrı biri. Kimi zaman Frigya kralı olarak anılsa da bununla ilgili kesin bir delil yok. Şimdi Manisa sınırları içinde olan Spilos (Spil) dağında yaşarmış. Dioene ile evliliğinden iki çocuğu vardır. Pelops ve Niobe. İkinci isim Spil Dağını ziyarete gidenlere yabancı gelmeyecektir. Spil dağındaki Ağlayan Kaya’nın ismi Niobe anıtıdır. Ancak Tantalos’un isminin antik dönemlerden günümüze kadar gelmesi başarılı bir kral veya Zeus’un oğlu olmasından kaynaklanmıyor. Onu efsanevi kılan ona uygulanan ve “ Tantalos İşkencesi “ olarak anılan eziyetle ilişkilidir. Ne oldu da tanrıların sofrasına oturma şerefine nail olmuş bir ölümlü olan Tantalos, Zeus tarafından cezalandırıldı?
Tantalos tanrıların sofrasına oturabilen tek insandır. Ancak onlara çok fazla da inanmadığı gibi Anadolu Tanrıçası Kibela’ya tapar.. Olympos’u ziyaretinde tanrılardan nektar çalar. Bu da yetmezmiş gibi Tanrılar Spilos dağını ziyaret etiklerinde onlara “ size oğlum Pelops’un etini yedirdim” diye yalan söyler. Tantalos’un yaptıklarına iyice içerleyen Zeus onu öfkeyle Spilos Dağından Yamanlar Dağındaki bir deliğe fırlatır. Bu delik yeraltı dünyasına açılan bir deliktir. Zeus o kadar kızmıştır ki Tantalos’u bulunduğu yerde de cezalandırır. Ceza, suyla dolu olan bir yerde olmasına rağmen asla suya ulaşamaması şeklindedir. Boğazına kadar suyla dolu olan bir yerdedir ama canı su içmek istediğinde su çekilir ve asla suya ulaşamaz. Acıkınca başının üzerindeki meyvelere uzanır ama meyveler hemen yükselerek ondan kaçarlar. Zeus’un Tantalos’u attığı delik daha sonra suyla dolarak bir göl oluşur. Bu göl yamanlar dağı üzerindeki Karagöl’dür.
Antik dönemden günümüze kadar gelen bu efsane yöre halkının da gölü Tantalos gölü olarak bilmesine neden olmuş.