Bir kitabı okumak bir sorunun yanıtını aramak gibidir! Ve yanıtı kadar sorunun kendisi de canalıcı değerlerdir! Sorunun yanıtı budur dediğimizde, bulduğumuz sonuç aslında sorunun kendisidir! Soru ilktir ve ilk olmanın kimi eksikliliklerini taşıması doğaldır!
Aşmak, reddetmek, taşları yerine oturtabilmek için kuşku duymak ve soru sormak gerekir. Soru sormak bir hesaplaşmaya başlamak anlamına gelir. Kitaplardaki resmi tarih anlayışı ile hesaplaşmaya girişmek, yüzyüze gelmek, sorarak, yanıtlayarak bir tavır alıştır! Yeni bir duruş noktası belirlemektir! Her duruş noktası, her soruş noktası kendisine özgü bir bilinci ve cesareti zorunlu kılar!
Kitaplarda bir duruş noktası aramak, soruları bulmak ve sormak ve tarihi aramak, bir turnusol kağıdın hükmünü kabul etmektir! Kimin yanında, kimin penceresinden hayata bakılıyor? Hangi dünyada yaşanıp hangi dünyanın havası solunuyor! Kitaplarda soruyu aramaktır aslında soluduğun yaşam, hangi pencereden baktığında öyle. Soluduğun hava, baktığın pencere; Zalimin mi, mazlumun mu, Cellâdın mı, Kurbanın mı?
Şair ve yazar, siyaset bilimci Erdal Demir ne demek istiyor, sözü nereye getirmek istiyor diye soru soruşlarınızın mırıldanışları kulaklarıma bir şiirin anatomisini anlatır gibi geliyor!
Kitaplar tüm bu saydıklarımı içerisinde barındıran, kiminde tarihi, kiminde dram ayı, kiminde realizmi, kiminde sürrealizmi, kiminde hikaye ve masalı,kiminde felsefeyi, kiminde doğaçlamayı yani ikinci, bir dünyayı sunan , sorular ve cevaplarıyla daha ufku açık pencereleri zorlayan bir dünyanın kendisi! Okumak doğarken soluduğun yaşama merhaba dediğin anda seni hoş geldin diye karşılayan gerçek dost ve hayata hazırlayıcı bir öğretmendir! Gelişen süreçte bu dostu, öğretmeni yaşamak ve onunla soruları ve cevapları bulma yeteneğini geliştirmek, yaşadığın ülkenin eğitim düzeyi, ekonomik güçlülüğü ve bu alışkanlığı bizlere kazandırma gayretidir! Ezberlenmiş nedenleri bu satırlara koyma alışkanlığını ve imkanların verimsizliğini yazacak, çizecek değilim! Ezberi olmuş dersin tekrarı Fuzuliliktir anlayışı üzerinden yürümekte her zaman fayda vardır! Kitapları dost ve öğretmen olarak kabul etmemizi engelleyen, eğitim devrimi yerine eğitimi karartma anlayışının hüküm sürdüğü bir süreçten geçtiğimizi kabul ederek; Fatih Atay’a mısralarla bir söyleş de bulunmamanın, yazmamanın ve yapmamanın yanlışlara yenisini eklemek ve haksızlıklara yenisini eklemek olarak kabul ediyorum! Hani var ya birileri yazıp çizip havadan üfürenler kulübünün müdavim üyelerine sesleniyorum; neden yazmıyorsunuz hizmetleri. Yazmak yeniden yapılacak hizmetlerin kapısını aralayıp, takip etmek yerelin ne denli önem arz ettiğini hatırlatıp, başkana sorumluluk duygusuna yeni sorumluluklar eklemek değimlidir! Kardeşini işe almış yazdınız, bazılarının kalemini madden besliyor diye olmayan karalamanın kalemşorluğunu de yaptınız, haklı eleştirileri bir yana koyuyorum ve bu eleştirilerin başkanın daha iyi olmasını sağlayacağına da inanıyorum! Çarşamba günü neden hepimiz orada olup, eğitimin ülkemiz için ne denli ihmal edilmiş bir kavram ve kurumsal gerçeğin bir yerinden dokunarak; okumak, okumak her zaman her yerde bir dakikada olsa zaman bulup okumak diye sıcak bir mekana “Kitap Kafe “ adı altında çocuklara, yetişkinlere, ve yaşlılara bir okuma kulübünün kapısını açmanın gururunu neden yaşamayı ve satırlarınızla yaşatmayı ihmal ettiniz! İyi ve artı işlere kırmızı ışık, sözde laflarla yerle bir etmeye yeşil ışık yakmak, karşılık buluyorsa ne ala, ya bulmuyorsa; bu hırs bu kin niye! Hatırlatmak istiyorum; eleştirilerin haklısı, bizlerin yapması gereken bir asli görevdir! Kimin için? Yaşadığımız bölgenın ve efelerin yaşayanları için! Eleştiriler kişiselleştirilirse yaptığınız iş karşılık bulmaz! Kulağımı çınlattığınız bir sorunun cevabını vermesi için buradan soruyorum Fatih Atay’a; dördüncü güç diye gazeteciliği her alanda savunan YörükEfe ve sahibi bana, çalışanlarıma bir bardak çaydan başka hakkın geçmişse, IBAN Numaranızı gönderin hesabınıza borcumuzu ödeyelim. Öyle yok havadan üfürmek, delikanlı olup er meydanına çıkıp belgelerinle konuşmazsan(kendini biliyor zatı muhterem) sen işte bu kadarsın derim ve dökerim eteğimde ki taşları dermişim! Merak etme benim hamurumda her şeye rağmen insan sevgisi var! Hiçbir nedenden dolayı insanı incitmek bana göre değil! YörükEfe’nin kuruluş amacı gazetecilik ve halkın dördüncü gücü olmaktır. Tarafımız Halktır, öylede kalacaktır! Berrak suyumuzu kirletmedik, kirletilme sinede müsaade etmeyiz bu böyle biline! Çarşaf, çarşaf ilan veriri gibi defalarca gazeten de tek sayfa beni çalışsan bile; karşılığını bulamanın sancıları dert olacak sonunda sana! Övünç duyduk, gurur duyduk Kitap Kafe ile! Yenilerinin açılacağı sözü( Söz verdin mi yapıyorsun) umutlandırdın bizleri! Karanlıkları sevenlerin inadına bu ülkeyi aydınlatacak her kim bir taş koyuyorsa binaya; tarihin sayfalarında yerini alacaktır! İşini ve sözünü unutmayan tüm yerel yönetim başkanlarına selam olsun!
KİTAP OKUMAK YAŞADIĞIMIZ DÜNYA YA SOLUK ALDIRTMAKTIR
Paylaş