Değerli okurlarım, ekolojik dengelerin bozulması menfaatlerin savaşması safhasına ve gündemine taşınırken, Türkiye hangi ekolojik değerlerinim kaybetti ve kaybetmeye devam eden bir dayatmacı bir politikayla inadına yönetilmek istendiği herkes tarafından bilinmektedir. Ben yaşanan ekolojik kayıpların unutulmaması adına köşe yazımda KAZ Dağları’na yapılan acımasız kıyımı kaleme almak istedim!
Bildiğiniz gibi Kaz Dağları Çanakkale ' den Balıkesir'e doğru uzanan sıra dağlar. Oksijen açısından dünyada Alpler den sonra 2. Sırada. Oksijeni bu kadar bol olan bir bölgede toprak ana oldukça cömert. Aklınıza gelen bütün bitkileri sayabilirsiniz. Çiçek türlerini demek istedim. Ayrıca, çam, gürgen, meşe ağaçları da dâhil bunlara.
Sadece bitkiler mi? Hayvan türleri öylesine zengin. Ayı, çakal, tavşan, kirpi, kaplumbağa, kelebek, karınca kısaca say sayabildiğin kadar.
Burası Kaz Dağları. Oksijen bol toprak ana cömert. Bütün canlıları yaşatmaya uygun.
Gel gör ki yerin üstü bu kadar kıymetli iken yerin altında da emperyalizmin göz diktiği altın madenleri var. Kanada'nın Euro Gold adlı altın arama şirketi iş makinelerini getirdi. Kısa süre içerisinde 575 metre yükseklikteki Kaz dağlarının ormanlarını kesti. İçinde yaşayan binlerce belki yüzbinlerce canlının yaşamını yok etti. O canlılar o bölgede ekolojik düzeni sağlıyordu. Bu şirketin yaptığı katliam bununla da kalmayacaktı ki çevreciler, doğa seveler, hayvan severler birleşerek müdahil oldular. Günlerce eylemler ve protestolar yaptılar. Yapmak zorundaydılar. Çünkü 300 metre derinliğindeki toprak taşınmış alttın madeni bulunan kayalar ortaya çıkmıştı. 2. Büyük katliam başlayacaktı. Nasıl mı?
Altını kayalardan ayrıştırmak için tonlarca siyanür dökülecekti. Bu siyanürler aşağıda köylülerin bağına bahçesine inecek meyve ve sebzelerin yok olmasına sebep olacaktı. Sadece meyve sebzeler mi?
Ya içme Suları, ya Ege Denizindeki balıklar. Tamamen ekoloji katliamı olacaktı.
Yine söylüyorum çevrecilerin müdahalesi ( bu müdahalede bende bulunmuştum) ve Tarım orman Bakanlığının zorunlu müdahalesiyle 2. Aşamadaki siyanürlü katliamdan vaz geçildi.
Örgütlü gücü hiçbir kuvvet yenemez.