Yörük Efe Gazetesi ®️ | Aydın Haberler
2022-08-29 13:47:01

KASIRGANIN ÖNÜNDEKİ TÜRKİYE

Erdal Demir

erdaldemir_1957@hotmail.com 29 Ağustos 2022, 13:47

Türkiye; kendini sorgulamakta cesaretli mi? becere biliyor mu?

- Halkların kardeşliği, inançların özgürlüğü adına, ileri demokrasi adına, eylemlerini ve reflekslerini sırtlana biliyor mu?

- Sanata ve sanatçısına yol aça biliyor mu? Türkiye özgürlükleri, hukuku, düşüncelerin ifadesini tahsis edip, eğitimde inanca dayalı sistemi ret edebiliyor mu?

- Çocukların geleceğini, yaşayanların sosyal güvencesini, yaşlıların huzur ve sıhhatini düşüne biliyor mu?

- Sınır komşuları ile dayanışma, güvenirlilik sağlaya biliyor ve dünya medeniyetinin standartlarına ayak uydura biliyor mu?

- İnsanının içeride güveni ve huzurunu, dışarıda ulusal güvenirliliğini barış içinde, huzur içinde sağlayıp, güvenlik güçleri ile halkının barışık ortamını yarata biliyor mu?

- Sendikalarının, işçilerin sosyal güvencesini sağlayacak örgütsel gücü olmasını sindirip, neoliberalist sistem çarkının dişlisi taşeronluk sistemini ret edebiliyor mu?

-Ülkenin geleceğinin teminatı olan öğrencilerinin; fikir fırtınası olmasına, düşünce özgürlüklerinin ve konuşma özgürlüklerinin, ileri demokrasi söylemlerinin gereği yerine getirilmesine olanak sağlanıyor mu?

-Emek sermaye ilişkisinde, liberaliz sistemin gereklerini uygularken hatta sömürü düzenini rüşvet ve talan düzeyine kadar taşırken, işçi haklarının ve emeğin karşılığının savunulmasına olanak tanınıyor mu?

-Taşeronluk yenidünya düzeninde, neoliberalist yapılanmanın öncülüğünü yaparken, Türkiye'de bu yapılanmaya karşı işçi direnişlerine meydan açılıyor mu?

-Eylem ve gösteri özgürlüğü, demokratik haklardan görülüp, Tomalardan, gaz bombalarından, plastik mermilerden, sıcak mermilerden ve polis baskı ve zulmünden arındırılıyor mu?

-Vicdan ve fikirlerin durulaştığı bir dönemden çıkıyoruz. Soruyorum; hapishanelerde ki adi ve düzeni yıkmaya yönelik suçlar hariç, birçok yok nedenden, kalemlerinden dökülen gerçeklerden ve kumpaslardan yatanların çoluk çocukların hala sevindirmeyi tahliyelerle başara biliyormuş? Fikirlerin özgürce tartışıldığı bir ülkeyi dünyaya suna biliyor mu?

-Kavramları ve kurumları demokrasinin gereği, kendi içlerinde ve bünyelerinde özgür ve demokrasinin denetimli demokrasi anlayışı ile işlemesine müsaade ediliyor mu?

-Seçilmişlerin demokraside geçerliliği anlayışı; yerel yönetimler de çifte standart yaratmadan, toplumun ayrıştırılması ve ötekileştirilmesi yaratılmadan, benim halkım, benim memleketim, devletim, eşitlilik ilkesi anlayışı demokrasi gereği uygulanıyor mu?

Açılımlar; Türkiye'de yaşayan farklı inanç topluluklarının ve azınlıkların birlikte özgür ve evrensel haklara haiz yaşamayı gerektirdiğinden yola çıkılarak başlatılmıştı. Bugün Kürtler dahil tüm açılımın tarafları bu kandırmaca dan ve oyalamaca dan rahatsızlar. Halkımızda öyle. Halkımız bu farklılıkların ortadan kaldırılması için, Türkiye'nin kendisini sorgulamasını bekliyor.

Sosyal devlet olmanın temel ilkeleridir sendikacılık ve örgütçü lük. Üniversiteler ve onun öğrencileri yaşadıkları ülkenin düşünen ve üreten bilgi mutfağıdır. Kendisini sorgulamaktan aciz bu yönetim, düşüneni ya öldürüyor ya da hapislerde, Silivri kamplarında topluyor. İşine de gelmeyince ben yapmadım, paralel devlet yaptı diyerek, günah keçisi üzerinden aklanıp paklanıyor. Bu yandaşların sömürüsünü, talancılığını ve rüşvetçiliğini örtülemekten başka bir şeye yaramayan mağduriyet politikası, Ülkemizi algı politikalarının diz boyu olduğu, kamuyu yönlendirmenin ve talan etmenin içselleştiği bir hal almış duruma düşürdü.

Emek ve sermaye çelişkisi, emeğin savunulmasını ve karşılığının alınmasının sebebidir. Buda demokratik ülkelerde örgütsel sınıf anlayışı ile elde edilir. Ülkemin örgütsel sınıfını ve onun direnen gücünü yok eden neoliberalizmin demir kolu olan taşeronluk, sermaye sınıfının ekmeğine bal ve kaymak süre süre hızla yaygınlaşmaya, önüne geçen bir hal almışsa, yarınların işçi sınıfı ve çalışan emekçileri köle olmaktan kurtulamayacaklardır.

Eylem ve gösteri özgürlüğü ülkemizin bir türlü aşamadığı özgürleştiremediği, ölüm kusan, kin ve nefret söylemlerinin tırmandırılarak, toplumu ötekileştiren ve ayrıştıran alanları ve meydanları durumuna getirmiş, barışı ve sevgi seli havasında hak arama, anma ve yaşatma duygusunu yok etmiştir.

Seçilerek iktidar olma hakkı, milletin iradesinin beyanıdır. Bu hakkı kendinden olmayanlara kullandırmamak için her türlü antidemokratik baskı ve uygulamalarıyla yıldırmak isteyen bugünün düzeni ''bizden değilsen faydalanamazsın'' söylemlerini algı politikaları ile halkın birliğini ve dirliğini ayrıştıracak duruma getirmiş, demokratik haklarını kullanarak sonuca ulaşan siyasi parti ve onun yerel yönetimlerini, kendinden olmadığı gerekçesiyle devletin imkânlarından mahrum ederek tecrit etme yollarını meşru kılmıştır.

Türkiye demokrasinin dışına çekilmeye çalışılırken, getirilmek istenen sistemin kurbanı olmaya, bölüne, bölüne küçülmeye başlamıştır. Bu amaçlı ve kasıtlı davranan yönetimin; getirmek istediği düzenin kendisidir. Bu kasırgadır. Önünde Türkiye vardır. Bunun içindir gezi olayları, bunun içindir ODTÜ direnişi, bunun içindir Somada ‘ki protestolar ve halkın geniş kitlelere yayılarak gösterdiği direniş...

Tüm Avrupa ve dünya Devletleri, Türkiye'nin kasırganın önünde ki direnişi izliyor ve destekliyor. Bu Türkiye'nin değil, sistemin utancı ve korkusudur.

Tüm emekçilerin, emeklilerin ve milletimizin direnci kutluyor, daha özgür bir yaşam içinde fikirlerin vatandaşlık ve evrensel değerler ölçeğinde tartışıldığı bir Türkiye dileğimle saygılar sunuyor, küçüklerimi sevgiyle öpüyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.