Aman haa sevgili okurlarım…
Başlığa bakınca sanki imar barışından yanaymışım gibi algılanmasın lütfen.
Aksine tam tersi imar barışının, bir daha konuşulmamak üzere gündemden düşmesinden yanayım…
Son deprem felaketinden sonra hala imar barışı bekleyenler varsa boşuna beklemesinler diye bu yazıyı köşeme taşıdım.
Sevgili Okurlarım.
En son 2018 Yılında İMAR BARIŞI adı altında bir imar affı çıkarılmıştı.
Aslında 2002 yılından itibaren günümüze kadar, değişen yönetmeliklerin ve kanunların arasına sıkıştırılan maddelerle tam 23 kez İMAR AFFI anlamına gelen değişiklikler yapıldı.
Bu değişiklikler en çok, TORBA KANUNLARIN aralarına yerleştirilmişti.
Ancak son yaşadığımız yüzyılın deprem felaketinde gördük ki, bu barışların, bu afların bizlere çok büyük acılar yaşattığını gördük.
Ne canlara malolduğunu, ne hayallerin yıkıldığını ve psikolojik olarak ne büyük yıkımlara sebep olduğunu gördük.
Bu arada yapılarını sağlam bir şekilde ancak izinsiz yapan ve imar affından yararlananlar kişi ya da kurumların sayısı da çok .
Ancak kötü örnek, örnek değildir.
Artık bu saatten sonra izinsiz ve mevzuata aykırı yapı inşa etmeyelim.
Ayrıca eğer iktidarlar tarafından bu tür yapılar için tavizler verilmezse vatandaşlarımızın da kurallara uyacağından eminim.
Yeter ki etkili denetimler sağlansın, ağırlaştırılmış cezalar verilsin ve mevzuattan tavizler verilmesin…
Sonrası yavaş yavaş düzelecektir.
Birkaç oy uğruna,
Birkaç kuruş para uğruna,
İnsanlarımızın gelecekleriyle, umutlarıyla oynamayalım lütfen.
O nedenle İMAR AFFLARINI artık dilimize dolamayalım.
Ve artık gündeme gelmemelidir.
Bundan sonra da yetkililer,
Vatandaşlarımızı bu konuda beklenti içine sokacak her türlü söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Şimdi artık DEVLETİN ve BELEDİYELERİN sıkı sıkıya işbirliğinin zamanıdır.
Hiçbir ayrımcılık yapmadan ve insanlarımızın güvenli gelecekleri için hazırlanan ya da hazırlanacak her türlü projeler, ortak yürütülmelidir.
Yerel Yönetimler, bu yükün altından kalkabilecek lokomotif güçlerden biridir.
Belediyeler iktidarlara sırt çevirmemeli, iktidarlarda Belediyeler arasında ayrımcılık yapmamalıdır.
Devlet, Babadır…
Belediyeler de Evlat…
“YÜZYILIN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜNÜ başlatıyoruz” diyorsanız Yerel Yönetimleri es geçmemelisiniz.
Bu hasarın, bu yükün altından ancak işbirliğiyle kalkılabilir.
Saygılarımla