Toplumun farklı sorunlarına ve Emek Mücadelesine yönelik ilgisi nedeniyle bir süredir takip ettiğim Yörük Efe Gazetesi ne ilk kez yazıyorum.
Kamu Emekçileri Sendikal Haklar ve Özgürlükleri Mücadelesinin içinden gelen, kuruluşunda ve yönetim mekanizmalarının içinde yer almış, halen emeklilerin sendikal haklar ve özgürlükler mücadelesinin içinde olan birisi olarak doğal olarak ilk yazımı Sendikal Mücadeleye yönelik yazmanın daha doğru olacağını düşündüm.
Sendikal mücadelenin Tarihsel süreci oldukça eskiye dayanmaktadır. 17. Yüzyılda Sanayi Devriminin gerçekleşmesinden sonra net biçimde ortaya çıkan emek sermaye çelişkisinin yarattığı emekçilerin birleşerek hak arama aracı olarak ortaya çıkmıştır.
Kıta Avrupa’sında 18.Yüzyılın başında büyük mücadelelerle kurulan Sendikal örgütlenmeler, Ülkemizde 1947 Yılında Devletin çıkardığı Sendika Kanunu ile kurulmaya başlamış olsa da birçok özgürlüklerden yoksundur. Grev, Toplu Sözleşme hakkı olmayan sendikalar işlevsiz kaldığı için sendikalar yan yana gelerek 1952 yılında TÜRK İŞ konfederasyonunu kurmuşlardır.
1961 Anayasasının getirdiği sendikal özgürlükler İşçi Sınıfının daha özgür bir sendika talebini de gündeme getirmiştir. Türk İŞ konfederasyonunu yeterli Bulmayan bir kısım Sendikacılar DİSK i kurmuşlardır. İşçi Sınıfı İki Konfederasyon ile yaşam haklarına yönelik çalışmaları sürdürürmüş, Kamu Emekçileri Grev ve Toplu Sözleşme hakkından yoksun olsa da Sendikal örgütlenme hakkı elde etmiştir. Ancak Emekliler bu haklardın tamamından mahrum bırakılmıştır.
12 Mart Muhtırasının getirdiği özgürlüklerin kısıtlanması çerçevesinde Kamu Emekçilerinin kısıtlı Sendikal hakları da elinden alınmıştır.
Kamu emekçileri 12 Eylül Karanlığının henüz izleri devam ederken 1989 da başlattıkları Bahar eylemleri ile sendikal haklar ve özgürlükler taleplerini dile getirmeye başlamışlar, 1990 lı yılların başlarında Anayasa da ki boşluktan yararlanarak yeniden sendikalarını kurmuşlardır.
Kamu Emekçileri başlangıçta ayrı ve dağınık olan örgütlülüğünü bütünleştirerek tam olmasa da büyük ölçüde hedeflerine ulaşarak sendikal statülerini kazanmıştır.
Ancak Emekliler 25 Yıldan bu yana örgütlü mücadele veriyor olmasına rağmen gelinen noktada bekledikleri başarıyı elde etmiş değildir.
Bu sonucu tek başına Hükümetin mücadele önüne kurduğu barikatlarla izah etmek olanaklı değildir.
Daha birçok nedeni olmakla beraber en önemli ikisinden birisi emeklilerin Sosyolojik durumundan, diğeri de sendikal hareketin çok parçalı olmasından kaynaklıdır.
Emekliler hem çalışma yaşamının yorgunluğu, hem ailevi sorunların birikmiş baskısı, hem de sendikal mücadelenin kısa vadede sorunlarını çözeceğine inanmadığı için örgütlenmeye isteksizdir.
Ayrıca Emeklilerin Sendikal Mücadelesi, Kamu emekçilerinin tam tersine bir örgütlenme seyri izlemiştir. Kamu emekçileri başından ayrı örgütlenme seyri izleyip sonra birleşerek başarmıştı. Ancak Emekliler önce birleşik kurdukları sendikalarını ayrıştırarak bu günlere gelmişlerdir. Hem çoklu sendikal anlayışa tepki, hem de yasallıktan yargı kararlarıyla koparılışlarına rağmen kapatılmış sendikalarla yola devam etme anlayışı örgütlenmeleri olumsuz etkilemekte, Bu nedenle de emekliler örgütlenmeye isteksiz davranmaktadır.
Durumu ve süreci doğru değerlendirmek gerekmektedir. Bu anlamda Emekli Sendikalarının üzerine düşen önemli görevler vardır.
Kuruluşu yapılan ve Sendikal faaliyet gösteren Emekli sendikalarını Devlet yargı eliyle dava süreci izlenerek kapatmaktadır. Ancak sendikaların kuruluşunu engelleyememektedir. Ülkemizde Hukuki süreç Yargıtay kararı ile bitmektedir. Anayasa Mahkemesi ve AHİM sadece hak ihlali verebilir. Tazminata hükmedebilir ama kapatılmış sendikaları yeniden açmaz. Yeni bir sendika kurmak ta Anayasa ve AHİM e dava açmayı engellemez.
Kapatılmış sendikaların varlığını ısrarla sürdürme gerekçesi Anayasa ve AHİM beklentisi ötesindedir.
Sendikal mücadeleyi kemiren, hastalıklı kılan, travma tik duruş Benim Sendikam, benim siyasetimin sendikası, benim etnik ve inançsal durumumun sendikası anlayışıdır. Birleşmenin önünde ki en önemli engel bu anlayıştır. Bu anlamda sendikal mücadelenin bütünleşmesine en istekli sendika 2021 Tüm Emekliler Sendikasıdır. Çünkü sırtında siyasi bagajı yoktur. Baktığı nokta siyasi ihtiyaçlar üzerinden sendikacılık değil, Sendikal ihtiyaçlar üzerinden sendikacılıktır.
Sendikalar Emeklilere öncelikle güven vermeli, birleşme ve bütünleşme sürecini ciddi olarak gündemine almalı, EYT liler ve Bağımsız sendikal çalışmaları nı da içine alan güçlü bir sendikal mücadeleyi yaratmalıdır.