Geçtiğimiz Pazar günü Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) genel seçimlerde yüzde 25,7 ile birinci parti çıkması 16 yıllık bir dönemi noktaladı.Seçimlerden SPD yüzde 25,7 ile birinci parti, Merkel’in partisi muhafazakarlar (CDU/CSU) yüzde 24,1 , Yeşiller Partisi yüzde 14,8, Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 11,5, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Parti (AfD) yüzde 10,3
ve Sol Parti (Die Linke) de yüzde 4,9 oy aldı. Oylarını arttıran SPD, Yeşiller ve FDP seçimin kazanını oldular.
Peki bu sonuçlar bize neyi gösteriyor:
1)Almanya’da sosyal demokratların 16 yıl sonra gelen bu “birinciliği” Avrupa’da ve Türkiye dahildünyanın birçok ülkesinde değişimi tetikleyecek. Danimarka, Finlandiya, İspanya gibi ülkelerde sosyal demokratların, solun başarıları bilinse de, uzunca bir süredir hem siyasi ve ekonomik ağırlığı olan Almanya gibi bir ülkede sosyal demokratların ve tabi Yeşillerin başarısı kaçınılmaz bir biçimde siyasal iklimi değiştirecek…
2) SPD’nin bu başarısına rağmen merkezin solunda yer alan SPD’nin ve merkezinsağında yer alan CDU’nun toplam oyları ikinci dünya savaşından bu yana ilk kez yüzde 50’nin altına düştü. SPD ve CDU toplamda yüzde 50’nin altına düşerken çevre ve iklim konularını öne çıkaran Yeşiller ile Liberaller Almanya siyasetinde daha da belirleyici aktörlere dönüştüler. Böylece büyük olasılıkla Almanya’da son iki dönemdir yaşanan iki partili koalisyon (SDP-CDU) dönemibundan sonra üç partili koalisyona dönecek. Önümüzdeki dönem büyük olasılıkla SPD-Yeşiller-FDP koalisyonu olacak!
3) Alman seçmen Merkel sonrası SPD tercihinden daha çok Olaf Scholz şahsında “güvene ve istikrara” oy verdi.
4) Başbakan adayının abartılı özgeçmişi ve “intihal” tartışmalarından dolayı beklenenden daha az alsa da kendi tarihinin en büyük başarısını elde eden Yeşiller, çevre hareketinin ve gençlerin desteğini kaybetmez ise yeni dönemin en önemli ve belirleyici partisi ve ilk seçimde de birinci partisi olabilir.
5) Yabancı düşmanı ve ırkçı parti yaklaşık yüzde 2 oy kaybederek geriledi ve etkisini hem federal mecliste, hem de özellikle Batı eyaletlerinde önemli ölçüde yitirdi.
6) Seçimin bir yenileni de Sol Parti (Die Linke) oldu. Berlin başta olmak üzere üç eyalette koalisyon ortağı olan Sol Parti “Doğu” da oylarını önemli ölçüde korusa da, “Batı” da ciddi oy kaybetti ve yüzde 5 barajının altına düştü ancak üç bölgede direk adayları kazandığı için mecliste 38 milletvekili ile temsil edilme şansı yakaladılar. Sol Parti’den “kaçan seçmen” SDP ve Yeşillere oy verdi.
7) Almanya seçimlerinde gençler iktidar partisi CDU ve ortağı SPD yerine Yeşilleri ve Liberalleri tercih etti. Seçimden hemen sonra yapılan araştırmalara göre, bu yıl ilk kez sandık başında giden 2,8 milyon yeni genç seçmenin yüzde 23’ü FDP’ye, yüzde 22’si Yeşiller’e, yüzde 15’i SPDye, yüzde 10CDU’ya, yüzde 8’i Sol Parti’ye, yüzde 6’sı ise AfD’ye oy vermiş. 18-24 yaş arası grupta CDU yüzde 14, SPD ise yüzde 5 oy kaybına uğramış. SPD ve CDU ise daha çok 60 ve üzerindeki yaş gruplarından oy almış, bu da Olaf Scholz nezlindeki “güven ve istikrar” arayışını doğruluyor!
8) Yine seçim sonrası yapılan araştırmalar göre seçmenin yüzde 28’i sosyal güvenlik, yüzde 22’si çevre ve iklim, yüzde 22’si ise ekonomik verilere göre oy kullanırken, geriye kalan yüzde 28’lik seçmen kitlesi de iç güvenlik, terör, göç gibi konuları dikkate alarak oy kullanmış. Bu arada çevre ve iklim konularını önemseyenlerin yüzde 82’si yeşillere, sosyal güvenlik diyenlerin de yüzde 44’ü SPD’ye oy vermiş.
9) SPD ve CDU gibi “büyük partiler” bu seçimlerde küçülürken, yüzde sıralamasına girmeyen “küçük partilerde” oy artışları da bu seçimlerin bir başka sonucu oldu. Örneğin “Freie Wahler” yüzde 2,6 oy alırken, Hayvan Haklarını Koruma Partisi 674 bin oy ile yüzde 0,6, Almanya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) 18 bin, Almanya Komünist Partisi (DKP) 15 bin oy alırken, bazı Türk çevrelerin de desteklediği “Team Todenhöfer” ise 214 bin oy aldı.
10) Seçimin bir diğer sonucu ise meclise giren Türkiye kökenlilerin sayısı 14’den 19’a çıkarken, olası bir SPD-Yeşiller-FDP koalisyonunda Cem Özdemir gibi Türkiye kökenli bazı isimlerin bakan olabilme ihtimali ortaya çıktı.