Biz Cumhuriyeti kurduk, onu yüceltmek ve yaşatmak sizin görevinizdir diyen Mustafa Kemal Atatürk ve bizlerde gençliğin en önemli vazifesi ve ikbali, Cumhuriyetin muhafazası ve ilelebet yaşatılmasına bağlıdır diyoruz!
Mesele memleket meselesidir. Memleket söyleyin bana adı özgürlük, bağımsızlık ve Cumhuriyet olsun.
Memleket söyleyin bana adı Kuva-i Milli, Efe söyleyin adı Yörük Ali olsun.
Memleket söyleyin bana yıldızı Demokrasi, sevdası insan, güvencesi Laiklik olsun.
Memleket söyleyin bana kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, güvencesi milli şuur olsun.
Ben memleketimi tezek kokusu, tandırda kete, sofrada AYRANI VE SOĞANIYLA sevdim.
Yurtsever halkımın geleceğinde ki umutlar, “dilek ve temenni” değildir! Bunların ötesinde umuda, geleceğe ve yarınlara dair büyük hayallere vurgu ve bir hatırlatmadır!
Umutsuz olmak birey içinde, toplumlar içinde ölüm değilse, yok olmak tükenmek değilse, ne olabilir ki?
İster bireyler, ister toplumlar olsun, geleceğe dair hayalleri olmadan yaşayabilirler mi? Bir millet için onurlu ve umutlu yaşamaktan bahsediyoruz.
Büyük hayallere sahip olmak, büyük yüreklere, büyük mücadele ve büyük yaşam sevinçlerine sahip olmak demektir!
İmparatorluklardan ve küllerinden Cumhuriyete geçmektir!
Umut karanlığın aydınlığa kavuştuğu yerde sevgiye sarılmaktır
Umut özgürlüğün ışığında mutluluğa sahip çıkmaktır
Umut yeşile bürünmüş doğaya, mutluluk veren duygularla sevmektir
Umut özgürce yaşanan bir dünyada, düşüncelerin aşkına, sevdasına sahip çıkmaktır
Umut sevdayla bir sona değin yaşamaktır
Umut karanlıktakiler için ışık,
Umut tutsaktakiler için özgürlük düşüdür
Umut insanı sevmekten vazgeçmemektir
Umut tutkun bir sevgi için buluşma özlemidir
Umut Aya, Umut güne, Umut Gül’e, gülümsemektir.
Umut ışıksız, özlemsiz ve özgürlük düşü olmayan düşlere aydınlıktır.
19 Mayıs umuttur. 19 Mayıs gençliğe umuttur, ışıktır, aydınlıktır.
BEN OZANIM VE YÜZYILIN PİRSULTANIYIM
Ben halk ozanı ve yüzyılın Pir Sultanıyım
Binlerce eserde yüzlerce kitap olacak aydınlatıcı bilgiler sundum
Hacıya hocaya softaya verdim veriştirdim
Tezenem dertlerinizi
Telli sazım düzenbazları, emperyalistleri ve helaki ABD’yi dövdü
Mahsuni geder meydan kalır diyenler
Demeyin öyle, Pir meydanında
Bin Mahsuni er kalır…
Erdal Demir
MEMLEKETİM, MEMLEKETİM TURABI TÜTÜN KOKAN MEMLEKETİM
Memleketim geçim ve huzur sıkıntısı çeken memleketim. Her yer güllük gülistanlık deniyor ya, üç lira evine ekmek bırakan babanın yaşadığı memleketim, evde aç oturan çocukların babanın yolunu beklerken, onurunun kaldıramadığı yaşadıklarından sıyrılıp intihar eden babanın var olduğu memleketim. Bir yardım eline ihtiyaç duyan insanımızın, zordayım, dardayım dediğinde, hücceti olan fakirlik belgesinin sorulduğu memleketim, kurtuluş savaşını verenlerin torunlarına, bu onuru yaşatanların milletine yakışmıyor, yakışmıyor memleketim…
Oysa iktidar Hükümetin, Devlet milletindir diyoruz. Ne yaptıysa iyisiyle, kötüsüyle her şeyin sorumlusudur iktidarlarımız! Tıpkı Meclis başkanının dediği gibi; “önemli bir iş olsa, acil bir iş yok meclisi neden açalım” dedi, demesine ama zaten meclis açıktı… Olmayan tek şey milli iradenin temsil edildiği parlamentoda ki yürütme yetkisiydi…
Ne zordur kıt kanaat geçinen memleketimde; bir yandan hak hukuk hak getire, bir yandan yoksullukla yaşama tutunmaya çalışan onurlu bir milletin çektiği onursuzluk, diğer yandan umutlarını yurt dışında arayan Cumhuriyeti ve geleceği teslim ettiğimiz gençliğimiz, eğitimin yozlaştırıldığı ülkemde yeni doğan bebelerin geleceğinin ışığının söndüğü, karanlık bir zihniyetin emellerine teslim edilmek istenen yeni nesil… Yaşamak tek ve hür bir ağaç gibi yaşamak coşarcasına bir orman gibi, yaşamak umutların yeşerdiği maviye ulaşan bir atlas gibi…
Ne dün nede bu gün umutları, bir avuç zümrenin koca bir ülke üzerinden doyumsuz hırs ve kazanç üzerinden memleketin köküne kibrit suyu sıkanlara bırakmayacak kadar diri ve iriyiz!
Biz bu vatanın varlığının ateşini 19 Mayıs 1919 da Samsun’da Mavi gözlü bir kahramanın gözlerinden çakmak çakmak yanan ateşin aşkıyla yaktın! Kim bu atanın taşının zerresinin bir tekine zarar verecek cesarete sahipse beri gelsin, görsün ve duysun bugün yurdun bin köşesinden öbek, öbek koparak meydanlarda çığ gibi büyüyerek yürüyen gençliğin ayak seslerini…
19 Mayıs gençlik ve Atatürk’ü tanıma bayramımız kutlu olsun…