12 EYLÜL HUKUKSUZLUKLARI VE YOLSUZLUKLARI AKP İKTİDARI İLE DEVAM EDİYOR

      Cumhuriyet tarihinin en utanç verici ve kara bir leke olan 12 Eylül 1980 faşist  darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. 1968 kuşağının  onurlu mücadelesi ile toplumsal nitelik kazanmaya  başlayan ulusal, sınıfsal  ve toplumsal emek ve özgürlük mücadelesi, 1978 kuşağı ile  daha da yükseldi ve toplumsal nitelik  kazandı. İşbirlikçi sağcı ve dinci iktidarlar, bu mücadeleleri önleyemeyince, devlet eliyle, etnik ve dinsel kışkırtmalar ve katliamlar yaptırarak, darbe koşullarının yaratılmasına yol açtılar. Sonunda, Emperyalist  sistemin  katil elebaşı olan  ABD’nin  başkanının, bizim çocuklarımız dediği faşist cuntaya, darbe yaptırdılar. Darbe ile ülkede vahşet yaşandı. Başta ABD emperyalizmi olmak üzere emperyalist sistemin  işbirlikçisi cunta ve destekçileri, siyasi partileri ve meclisi kapattılar. Anayasayı yürürlükten kaldırdılar. Emekten yana olan sendikaları ve STK’ları kapattılar. Ülkeyi, Darbeci  Cuntanın  bildirileri ve kararnameleriyle yönettiler. Her türlü insan hak ve özgürlüklerini yok ettiler. İşkence ve kötü  muamele, darbeci cuntanın resmi uygulaması oldu. Asmayalım da besleyelim mi  vahşi zihniyetleriyle yaptıklarıyla  ülke, , aydınlar, demokratlar, sosyalistler ve  devrimciler için ceza evlerine dönüştü. Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıldı cuntaya  bağlandı. Demokrasi ve Cumhuriyet düşmanı Tarikatların  önü açıldı. Eğitim, Türk-İslam  sentezi zihniyetiyle gericileştirildi. YÖK marifetiyle Üniversitelerden Bilim insanları atıldı. Bilimsel çalışmalar  engellendi. Devlette  liyakat kaldırıldı. Hak ve özgürlük  istemek suç kabul edildi.. Açık faşist bir diktatörlük kuruldu. 12 Eylül darbesi, sol-sosyalist, demokrat  devrimci ve ilericilerin üzerinden silindir geçti. İşbirlikçisi ve uşaklık ettikleri ABD’nin,  projelerine uygun olarak, dinci ve ırkçı çetelerinin, derin katillerinin, tarikat ve  cemaatlerin,  devlete  egemen olacakları bir sistemin temeli atıldı. Yaptıkları  Anayasa ve yasalarla, hukuksuzluğun hukukunu  egemen kıldılar. Memleketi yıllarca geriye götürdüler.

 Kapitalizmin keskileşen krizinin devam ettiği bu süreçte, bir ABD ve BOP projesi olarak, AKP  kuruldu  ve iktidara getirildi. Asıl amacını ustalıkla gizleyen  AKP, Yolsuzluğu, yandaşlığı, yasakları ortadan kaldıracağını, ülkede her türlü demokratik hak ve özgürleri sonuna kadar sağlayacağını söyleyerek, halkın demokratik arzularını kullanarak iktidar oldu. Sonra da, Anayasada nitelikleri yazılan’ Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti’ rejimini  tasfiye ederek, devletin, AKP başkanının sahsında somutlaştığını ilan eden, dinci/şeriatçı bir istibdat rejimi kurdu.

      12 Eylül rejiminin  yarattığı hukuksuzluk, yağma, talan, rüşvet, kaynakların peşkeş çekilmesi, demokrasinin, Cumhuriyetin nitelik ve devrimlerinin yok edilmesi vb  durumlar, şimdi AKP-Saray iktidarında fazlasıyla sürüyor.12Eylülciler meclisi  kapatıp, Anayasayı kaldırdılar. AKP rejimi ise, Anayasayı askıya  aldı, Meclisi kukla haline getirip işlevsiz kıldı. Darbeci  cuntanın bildiri ve kararlarının yerini, AKP başkanının KHK’ları  aldı. Yargı, yasama ve yürütme gücü ve hukuk egemenliği Cuntanın  elindeydi, Cunta yargıya emir veriyordu, şimdi AKP başkanının elinde ve saray emir veriyor, sarayın hukuku egemen. Yargı bağımsızlığı yine yok. Cunta üyelerini eleştirmek  yasaktı, suçtu, şimdi AKP başkanını ve iktidarı eleştirmek suç. Cuntayı öven basın özgür ve milliydi, eleştirenler suçlu ve  haindi, şimdi ise saraya övgü düzenler özgür ve milli, eleştirenler suçlu ve hain oluyor. Cunta, tarikatların önünü açtı, AKP, devleti ve kurumları tarikatlara teslim etti. Ülke, şeriatçı militanların,  toplama kampına ve hak arayanlar için ise açık cezaevine  dönüştü. Emek mücadelesi, demokratik haklar ve  özgürlükler, dün nasıl yasaklanmış ve kısıtlanmışsa, bugün de aynen öyle. Toplum, kimlikler üzerinden ayrıştırılıyor. Cunta,  halkı ve hakları baskı altında tutup, memleketin kaynaklarını emperyalizme ve işbirlikçilerine nasıl peşkeş çektiyse, bugün de, AKP iktidarında, kredi borçları, yap-işlet-devret modeli, şirketlerin zamlarını onaylayarak  vb. ile daha   vahşi peşkeş çekiliyor. Her yerde yoksulluk, yasaklar ve yandaşlık var. Başta  eğitim, sağlık, güvenlik ve yargı olmak üzere devlet. dinci tarikatlara vakıflara ve mafyatik  çetelere teslim. Darbe dönemlerinden beter bir yapılanma oluştu.

Önümüzdeki mücadele ve seçim çalışmaları hükümet/iktidar değişikliğinin yanında, yok edilmiş Demokratik Cumhuriyeti yeniden  kazanma ve kurma mücadelesidir . Sorumluluğumuz büyük. 18.09.2021

   

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.